Daha belde sınırlarına girdiğimiz andan itibaren sanki Karadeniz sahillerindeymişsiniz gibi,yeşilin her tonunu görebileceğiniz bir botanik bahçesini andırıyor.Bağsaray beldenin güneyinde çam ormanlarıyla örtülü Karadağ,Batısında ise yaz sonuna kadar kar eksik olmayan ve Akdeniz bölgesinin güzide ardıç ormanlarına sahip olan kadrancık dağı,Kuzey doğusunda ise Aladağ bulunuyor.Karadağ’ın Kuzey ,Kadrancık dağının doğu eteklerinde kurulan belde,yaklaşık bin haneden oluşuyor.Halkının geçim kaynağı ağırlıklı olarak sebzecilik ve hayvancılık olan Bağsaray Burdur iline 38 km Çeltikçi ilçesine ise 7 km uzaklıktadır.Bağsaray Çeltikçi ilçesinden bile farklı bir iklime sahiptir.Beldenin bu özelliği,üç tarafının kadrancık,Aladağ ve karadağ’la çevrili olmasından kaynaklanıyor. Bağsaray,bu iklimden dolayı Antalyadan sonra göller bölgesinin ilk turfanda sebzesini çıkaran bir bölge haline gelmiş.Geçmiş yıllarda eriği ile ün yapan bağsaray,şimdi de domates,biber ve diğer sebzeleriyle ünlenmiş.Bağsaray sebze ve meyvesiyle değil ‘’ Haccam’’ türküsüylede ünlüdür. Eski adı arvallı olan beldenin adı 1960 yıllında diğer beldeler gibi Bağsaray olarak değiştirilmiş.Trabzon hurmasından Antepfıstığı’na kadar her türlü meyvenin yetiştiği beldede tek tük de zeytin ağaçlarına rastlanıyor.Beldede son yıllarda gelişen seracılığın yanı sıra, kiraz bahçelerindede artış gözleniyor.Beldede yetişen sebzeler tat ve lezzetinden dolayı pazarcılar tarafından Antalya,Burdur ve Isparta pazarlarında eski adından dolayı Arvallı sebzesi diye sunulur.Hatta bazı açık göz pazarcılar arvallı sebzesine talep çoklduğu için başka yörelerin sebzesini bile tüketiciye sunmaya çalışıyorlar.
21 Haziran 2007 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder